Antalya Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Bugüne gelene kadar kariyeriniz nasıl şekillendi?
1973 İstanbul doğumluyum. Robert Kolej’den mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okudum. Oxford Üniversitesi’nde iki yüksek lisans yaptıktan sonra yine İstanbul Üniversitesi’nden doktoramı aldım. Akademik kariyeri tercih ettim. Altı yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak çalıştım. Daha sonra Erciyes Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi’nde kariyerimi sürdürdüm. 2021 itibarıyla akademide yirmi beş yılı doldurdum. Sekiz yıldır Antalya Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı’nda profesörüm. Ticaret hukukunun yanında, rekabet hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanında çalışıyorum. Ayrıca vatandaşlık bilgisine katkı sağlamaya yönelik, anayasa hukuku alanında “Anayasa Candır” adında bir kitabım var.
Jean Monnet Burs Programı ile öğrenim gördüğünüz üniversite ve çalışma yaptığınız konu hakkında bilgi verir misiniz?
Oxford Üniversitesi’nde Master of Studies in Legal Research programına kabul edildim. Dünya Ticaret Örgütü Antlaşmalarından, Fikri Mülkiyet Haklarının Ticaretle Bağlantılı Yönlerine Dair Antlaşma (TRIPs)’daki rekabetin korunmasına dair hükümleri eleştirel gözle incelediğim bir tez yazdım. Tez, “distinction” derecesi ile başarılı bulundu. Ayrıca tezden üretilen makale Journal of World Intellectual Property’de yayımlandı.
Jean Monnet Burs Programı sayesinde tamamladığınız eğitim Avrupa Birliği’ne bakışınızı nasıl etkiledi?
Avrupa Birliği düzenlemelerini ve uygulamalarını derinlemesine inceleme fırsatına sahip olmanın yanında, o yıllarda bir Avrupa Birliği üye ülkesi olan Birleşik Krallık’ın söz konusu üyeliğinin toplumsal, siyasal ve ekonomik yansımalarını gözlemleme fırsatı buldum. Avrupa Birliği ile oluşan kültürel kaynaşma ve uzlaşma iklimine bizzat şahit oldum.
Jean Monnet bursiyer adaylarına neler tavsiye etmek istersiniz?
Avrupa Birliği ülkelerinde geçirecekleri dönemi sadece akademik açıdan değil, sosyal ve kültürel açıdan da önemli bir fırsat olarak görmelerini, iletişim kanallarını her zamankinden daha fazla açık tutarak karşılaştırmalı bakış açısıyla gittikleri ülkenin ve kendi ülkemizin kültürel değerlerini tanımlamaya ve içselleştirmeye yönelik verimli çıkarımlar yapmalarını öneririm.