Melahat Güray 2007-2008 Akademik Yılı Jean Monnet Bursiyeri

Okul/Bölüm:Dublin Üniversitesi Avrupa Ekonomisi ve Kamu Politikaları

Çalıştığı Kurum ve Görev:  AB Türkiye Delegasyonu, Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Bölümü, Program Yöneticisi

 

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Bugüne gelene kadar kariyeriniz nasıl şekillendi?

Yaklaşık 16 yıldır sosyal politika alanında farklı kurumlarda ve pozisyonlarda, farklı araçlarla fark yaratmaya, insanların çalışma ve yaşam koşullarının gelişmesi, iyileşmesi için inandığım değerler ve hayaller doğrultusunda katkı sağlamaya çalışıyorum. Yolda idealistliğimi kaybetmek için çokça sebeplerim olmasına rağmen, umut ilkesine sahip çıkarak yola devam ediyorum.

2004 yılında ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun olduğum zaman tek hayalim kaymakam olmaktı. Ancak tahmin edilmesi mümkün sebeplerden dolayı bir “kadın” olarak kaymakam olmam çok mümkün olamadı. Aynı dönemde başvurmuş olduğum Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı AB Uzmanlığı sınavını geçince bir kadın olarak kariyerime AB uzmanı olarak başlamak mümkün oldu. Böylelikle şu an itibariyle yaklaşık 16 yıllık “AB, sosyal politikalar ve proje yönetimi” üçgeninde ilerleyen kariyerim başlamış oldu. Bakanlık deneyimi benim için iyi bir mutfak oldu, sosyal politika alanında uluslararası sözleşmeler, AB mevzuatı, ülke mevzuatı, işgücü piyasası gibi alanların yanı sıra Katılım Öncesi Mali Yardımları sayesinde proje hazırlama, uygulama, izleme ve değerlendirme gibi konularda da bilgi ve deneyim sahibi oldum. Ülke bürokrasisini öğrenmem ve güzel arkadaşlıklar edinmem de Bakanlık deneyimimin bana kattıkları oldu. Bakanlıkta çalıştığım dönemde, bir süre İrlanda’da Avrupa Çalışma ve Yaşam Koşullarını Geliştirme Vakfı’nda (Eurofound) Türkiye’yi temsilen görevli olarak çalıştım. İrlanda sevdam yüksek lisans tercihlerimi de değiştirdi.

Bakanlıktaki yaklaşık 10 yıllık deneyimimden sonra, hayatta inandığın şeyler ve yenilikler için konfor alanının dışına çıkma fikrini hep sevdiğim için yollarım uluslararası kuruluşlara çıktı. Bir süre UNDP ve ILO Türkiye Ofisi’nde farklı proje ve programlarda sosyal politika uzmanı ve ulusal proje koordinatörü olarak çalıştım. 2019 yılından beri de AB Türkiye Delegasyonu’nda ekonomik ve sosyal kalkınma bölümünde program yöneticisi olarak çalışıyorum. Akademik çalışmalarıma ise ODTÜ Sosyoloji bölümünde çalışma sosyolojisi doktora programında devam ediyorum.

Kariyerimi şekillendiren şey asla kariyerimin kendisi değil benim çalıştığım alana olan sevgim ve “işe yarar olma” konusundaki ısrarım ve hayalim oldu.

 

Jean Monnet Burs Programı ile gittiğiniz üniversite ve çalışma yaptığınız konu hakkında bilgi verir misiniz?

İrlanda Dublin’de UCD (University College Dublin) Üniversitesi’nde Avrupa Ekonomisi ve Kamu Politikaları programında yüksek lisans yaptım. Program, disiplinler arası bir program olarak sosyal politika, ekonomi, yönetişim ve hukuk gibi farklı alanlarda ders seçenekleri sunan bir program idi. Aynı zamanda 2 hafta Floransa’da, 2 hafta ise Leuven’da üniversite ve araştırma merkezlerindeki derslere katılma, Brüksel’deki AB kurumlarına ziyaretlerde bulunma fırsatı elde ettim. Bu anlamda da hem keyifli hem de farklı akademisyenlerle tanışmak ve sahada işleyen ya da işlemeyen kurumları, mekanizmaları görmek açısından oldukça faydalıydı.

Tez konusu olarak AB sosyal politikasının temel ayaklarından biri olan “Flexicurity-Güvenceli Esneklik” yaklaşımını eleştirel bir şekilde ele alıp, farklı refah sistemlerinde yer alan ülkelerdeki uygulamalarına baktım. Güncelliğini hala koruyan, işgücü piyasalarında esneklik tartışmalarının yaşandığı o yıllarda, fazlasıyla kırılgan olan hayatlarımızda güvenceyi hatırlamanın ve hatırlatmanın kıymetli olduğunu düşündüğüm için böyle bir çalışma yaptım.

Jean Monnet Burs Programı sayesinde tamamladığınız eğitimin Avrupa Birliği’ne bakışınıza etkileri nelerdir?

Eğitimim ve 1 yıllık İrlanda yaşantım gerek sosyal politika alanındaki AB mevzuatı ve politikaları gerekse genel olarak AB ile ilgili düşünce ve duygularımı etkiledi.

Yüksek lisans eğitimim süresince akademik olarak AB Sosyal politikasının üye ve aday ülkelerdeki etkinliğini artırmak için neler yapılabileceğini düşündüm. Özellikle sosyal politika alanında AB ve BM’nin etkinliklerini artırması gerektiğine fazlasıyla inandığım için (hala inanıyorum), gerek kurum ziyaretlerinde gerek akademik çalışmalarımda bunun yolları ve mümkün olup olmaması üzerine kafa yordum. Ekonomik entegrasyon konusunda başarılı olan AB’nin sosyal entegrasyon için en temel dayanağının ortaya koyduğu değer ve ilkeler olduğunu bir kez daha deneyimledim, ancak kullanması gereken araçların daha fazla çeşitlendirilmesi gerektiğini düşündüm.

Yaptığımız kurum ziyaretlerinde ve tez çalışmalarım sırasında AB yönetişimdeki bürokrasiye şaşırdım. Bürokrasinin her yerde her zaman galip gelen tarafıyla ne yapabiliriz diye düşünmeye başladım, hala bulamadım.

Bol bol seyahat etme fırsatım olduğu için AB ülkelerinde  “farklılık ve çeşitlilikle” bir arada olma hissinin ne kadar şahane ama aynı zamanda ne kadar da ütopik olduğun hissettim. Farklı ülkelerden İrlanda’ya eğitim ya da iş bulma amaçlı gelen genç arkadaşlar edindikçe ve onlarla sohbet etme fırsatı buldukça, AB fikrinin dünyayı coğrafi olarak küçültüp, kültürel ve düşünsel olarak ne kadar büyüttüğünü gördüm.

Jean Monnet bursiyer adaylarına neler tavsiye etmek istersiniz?

Program/üniversite/ülke seçerken ne istediğinizi ya da en azından ne istemediğinizi bilin ya da hissedin,

Gideceğiniz ülkeye gitmeden önce o ülkeyle ilgili araştırın, okuyun, izleyin, düşünün,

Size keyif verecek, sadece kariyer olarak değil düşünsel olarak da sizi zenginleştirecek dersler seçin,

Tez araştırma konunuzu mümkün olduğunca fazla akademisyenden fikir alarak belirleyin,

Derslerinizi takip etmenin ve tez çalışmalarının yanı sıra gittiğiniz ülkenin/şehrin kültürünü tanıyın, tarihini, yemeklerini, içkilerini, alışkanlıklarını öğrenin, o coğrafyada yetişmiş, oraları anlatan yazarları, şairleri okuyun, şarkıları dinleyin,

Trenlerde uyuyun, bol bol seyahat edin,

Arkadaşlar, dostluklar edinin,

Doğasını keşfedin.