Okul/Bölüm: Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu Kamu Yönetimi ve Yönetişim
Şakir Karakaya, Jean Monnet Burs Programı ile katıldığı yüksek lisans programının yarattığı katma değer sayesinde kariyerine yönetici olarak devam edenlerden. Karakaya, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığındaki 12 yıllık kariyeri ve ODTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümündeki doktora çalışmaları devam ederken 2015 yılının son aylarında Jean Monnet Burs Programının eşsiz deneyimini yaşamaya başladı. Ekonomi ve sosyal bilimler alanında dünyanın önde gelen yükseköğretim kurumlarından London School of Economics and Political Science (LSE)’ta “Public Management and Governance” başlıklı yüksek lisans programına katıldı. Okulun çok-uluslu entellektüel yapısı ve kaliteli eğitimi sayesinde, sadece İngiltere’yi değil aynı zamanda Avrupa’yı ve dünyayı tanımaya başladığını ve Türkiye’ye döndükten sonra hayatının her alanında dönüşüm yaşadığını ifade eden Karakaya, özellikle Türkiye’nin Avrupa’da daha iyi tanıtılması ve AB üyeliği yolundaki çalışmalara toplumun her kesiminin katkıda bulunması gerektiğini vurguluyor. Karakaya, şu anda kariyerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğünde Daire Başkanı olarak sürdürmekte ve Türk sanayisinin güçlendirilmesi için yaptığı çalışmaların AB ile uyumlu olarak yürütülmesine yönelik gayret sarf etmektedir.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Bugüne gelene kadar kariyeriniz nasıl şekillendi?
1981 Malatya doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimin ardından Malatya Turgut Özal Anadolu Lisesine devam ettim. 2004 yılında Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği lisans programından bölüm birincisi ve Mühendislik Fakültesi ikincisi olarak mezun oldum. 2008 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Endüstri Mühendisliği Bölümünde yüksek lisansımı tamamladım ve aynı yıl doktora çalışmalarına başladım. Bu bölümdeki doktora çalışmalarım devam ederken, 2015-2016 akademik yılında Jean Monnet Bursunu kazanarak London School of Economics and Political Science (LSE)’ta “Public Management and Governance” başlıklı yüksek lisans programına katıldım. Program kapsamında kamuda değişim yönetimi, kamu politikalarının analizi ve Türkiye-AB ilişkileri konularında çalışmalar yürüttüm. Profesyonel hayata lisans eğitimimin hemen ardından (Aralık 2004) Milli Prodüktivite Merkezi (MPM)’nde başladım. Verimlilik Uzmanı olarak görev yaptığım 2004-2011 yılları arasında, Kalite Yönetim Sistemleri, Verimlilik Yönetimi, İş Etüdü, Yeniden Yapılanma, Eğitim İhtiyaçları Analizi, Proje Yönetimi ve Moderasyon Teknikleri konularında otuzun üzerinde işletmede danışmanlık çalışması ve yüzün üzerinde kurum ve kuruluşta eğitim çalışmaları yürüttüm. 2011 yılında MPM’nin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı altında Verimlilik Genel Müdürlüğü (VGM) olarak yeniden yapılandırılması ile Ekim 2017’ye kadar Sanayi ve Teknoloji Uzmanı olarak görev yaptım. VGM’de Stratejik Planlama, Model Fabrikaların Kurulması ve Verimlilik Ödül Sisteminin Tasarlanması ve Uygulanması gibi kurumsal projeler yürüttükten sonra LSE’de tamamladığım “Kamu Yönetimi ve Yönetişimi” yüksek lisans programının da yarattığı katma değer sayesinde Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü bünyesinde Daire Başkanı olarak atandım. Kurumsal yeniden yapılanma ve iş geliştirme çalışmalarının yanı sıra Makine, ATEX ve Kimyasallar alanında piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinin sorumlusu olarak, en sevdiğim işe yani kamusal hizmet sunumuna devam etmekteyim.
Jean Monnet Burs Programı Avrupa Birliğine bakışınızı nasıl değiştirdi?
Öncelikle, Avrupa Birliğinin amacını, tarihini, kurumlarını, kilometre taşlarını, ilkelerini, Türkiye’nin AB yolculuğunu ve müktesabatın uyumlaştırılması hususunda Türkiye’nin durumunu henüz programın yazılı sınavına hazırlanırken sistematik olarak öğrenme şansı elde ettim. Yüksek lisans eğitimim sırasında aldığım derslerde ve Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen öğrencilerin bulunduğu bir ortamda Avrupa Birliğini yerinde tanıma fırsatım oldu. Programı tamamladıktan sonra, Türkiye’nin Avrupa’nın önemli bir parçası olduğuna, AB üyeliği sayesinde çift taraflı bir faydanın doğacağına ve özellikle AB’nin temel ilkelerine uyumun ülkemizin gelişimine önemli katkılar sağlayacağına olan inancım pekişerek ülkeme döndüm. Şu anda Türk sanayisinin güçlendirilmesi için yaptığım çalışmaların AB ile uyumlu olarak yürütülmesine yönelik gayret sarf etmekteyim.
Jean Monnet bursiyer adaylarına neler tavsiye etmek istersiniz?
Jean Monnet Burs Programının ülkemizdeki prestijli ve en çok bilinen burs programı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Aslında bu programın bir üyesi olmak çok zor değil, sistematik ve akıllıca bir çalışma adaylara bu programın kapılarını açacaktır. Bursiyerlerin, özellikle araştırma ve eğitim çalışmaları sırasında bulundukları ülkenin sosyal yaşamını yakından tanıyacakları imkanlar yaratmalarını, yüksek lisans programına katılıyor iseler Avrupa Birliği ile ilgili dersler almalarını, çeşitli öğrenci kulüplerine katılmalarını ve mümkün olduğunca çok kişiyle iletişim kurmalarını tavsiye ediyorum. İyi çalışma, bol etkileşim, merak, dikkat ve enerji olsun yeter; geriye Jean Monnet Burs Programının eşsiz deneyimlerini yaşamak kalıyor.