Numan Özcan – 2000-2001 Akademik Yılı Jean Monnet Bursiyeri

Okul / Bölüm: University of Westminster, MA International Business and Management

Çalıştığı Kurum ve Görev: Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Nepal Ülke Ofisi Direktörü

 

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Bugüne gelene kadar kariyeriniz nasıl şekillendi?

Lisans eğitimimi Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde tamamladım. Bu bölümü bitirdikten sonra o zaman çok yaygın olan özel sektör veya bankacılık sektörü yerine, insanlara daha faydalı olabileceğimi düşündüğüm bir işe girmek istedim ve bir işçi sendikası konfederasyonda dış ilişkiler bölümünde göreve başladım. O günden bugüne geçen 25 yılda çalışma hayatımın tamamı aslında çalışma yaşamındaki hakların iyileştirilmesi, insanların daha iyi işlerde insan onuruna yakışan bir şekilde çalışması üzerine şekillendi.

Sendikadaki görevim sırasında 2000 yılında Jean Monnet Bursu almaya hak kazandım ve uluslararası işletme yüksek lisansı yapmak için İngiltere’ye gittim. Döndükten sonra Avrupa Birliği sürecine doğrudan dahil olma şansı yakaladım. O zaman Avrupa Birliği projelerini yönetmek üzere yeni kurulan Merkezi Finans ve İhale Biriminde istihdam ve sosyal projelerden sorumluydum. Bir yıl sonra 2005 yılında Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerine başladığı yıl, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonuna geçerek, bu müzakerelerin Avrupa Birliği tarafında, sosyal politika ve istihdam faslının müzakerelerinde yer aldım. Aynı zamanda Türkiye’de yürütülmekte olan Avrupa Birliği’nin istihdam, sosyal politika ve eğitim projelerinin geliştirilmesi ve uygulanmasında yer aldım. Ayrıca, çalışma hayatına ilişkin Avrupa Birliği’ne uyum çalışmalarında bulundum.

2015 yılının başında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi Direktörü olarak atandım. Bu görevimde, uluslararası çalışma standartlarının Türkiye tarafından kabul edilmesi, uygulanması ve aynı zamanda sosyal adalet ve insana yakışır işlerin Türkiye’de yaşayan herkes için gerçek olabilmesi için çalıştım.

2023 yılının Nisan ayından itibaren de ILO’nun Nepal Ülke Ofisi Direktörü olarak görev yapmaktayım. ILO’nun 104 yıllık tarihinde ülke ofisi direktörü olarak atanmış olan tek Türk olmaktan da gurur duyuyorum.

Jean Monnet Burs Programı ile gittiğiniz üniversite ve çalışma yaptığınız konu hakkında bilgi verir misiniz?

Türkiye’de uluslararası ilişkiler alanında hem lisans hem yüksek lisans yapmış olduğum için İngiltere’deki yüksek lisansımı biraz daha farklı bir konuda, bu sefer uluslararası işletme ve insan yönetimi alanında yapmak istedim ve Universtiy of Westminster’e gittim.

Okulda seçmeli dersleri özellikle uluslararası insan kaynakları yönetimi üzerine seçtim. Bu çalışmalar bana sonraki yıllarda istihdam ve sosyal politikalar alanındaki çalışmalarımda oldukça faydalı oldu.

Jean Monnet Burs Programı sayesinde tamamladığınız eğitimin Avrupa Birliği’ne bakışınıza etkileri nelerdir?

Bu programın bana sağladığı en büyük katkı, bu program sayesinde bir Avrupa Birliği ülkesinde yaşama fırsatı bulmuş olmam ve oradaki yaşamı, çalışma koşullarını ve eğitimi bizzat deneyimleme imkân vermesi oldu.

Daha sonraki çalışma hayatımda da gerek Türkiye tarafında gerekse Avrupa Birliği tarafında Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde çalışma fırsatı buldum. Okulda öğrendiğim bilgilerin direk katkısının yanı sıra, aslında uluslararası bir ortamda bulunmanın, birlikte ödev ve grup çalışmaları yapmanın çok faydasını gördüm. Her ne kadar İngilizce eğitim veren bir üniversiteden mezun olmuş olsam da yabancı dil kullanımı konusunda üzerimdeki çekingenliği İngiltere’de okuduğum dönemde büyük ölçüde atmış oldum.

Bu da daha sonraki yaşamımda hem Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonundaki hem de Birleşmiş Milletler bünyesindeki ILO’daki görevlerimde, uluslararası bir ortamda ve yabancılarla çalışma konusunda bana eşsiz bir deneyim kazandırmış oldu. Jean Monnet Burs Programı, bir anlamda işlevini tamamen yerine getirerek beni gelecekteki kariyerime hazırlamış oldu.

Jean Monnet bursiyer adaylarına neler tavsiye etmek istersiniz?

Benim tavsiyem üniversiteyi sadece bir eğitim kurumu olarak görmeyip, bir Avrupa Birliği ülkesindeki yaşamı en iyi şekilde gözlemleme fırsatı olarak değerlendirmeleri olur. Farklı kültürlerden insanlarla uluslararası bir ortamda eğitim görme, birlikte çalışma ve yaşama deneyimi olarak orada bulundukları süreyi sonuna kadar en iyi şekilde değerlendirmelerini tavsiye ederim. Üniversiteden alınacak bilgi bir yere kadar önemliyken, asıl olanın beceri, yetenek ve deneyim kazanımı olduğunu arkadaşlarıma hatırlatmak isterim.